Avukat Berkay Akdağ

Süresinde Verilmeyen Cevap Dilekçesi Islah İle Verilebilir Mi?

Islah, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 176-183 maddeleri arasında düzenlenmiş olan yapılmış olan usul işlemlerinin değiştirebilme imkanı veren hukuki bir yoldur. Islah sözlük anlamı olarak da daha iyi duruma getirme, düzeltme, iyileştirme manasına gelmektedir. Islah edilebilecek usul işlemleri  kanun sayılmamakla beraber mevzuatta belirtilen sınırlamalar dahilinde usul işlemleri ıslah edilebilir. Uygulamada genel olarak kısmi davanın ıslahı veya cevap dilekçesinin ıslahına rastlanılmaktadır.

Islah konusunda uygulamada ve doktrinde uyuşmazlık konusu olan bir hususta süresinde verilmeyen cevap dilekçesinin ıslah ile verilip verilemeyeceği hususudur. Bu yazımızda  söz konusu uyuşmazlığı yargı kararları ile değerlendireceğiz.

İlgili Yargı Kararları İle Konunun Değerlendirilmesi

Süresinde Verilmeyen Cevap Dilekçesinin Islahla Verilemeyeceği Yönündeki Yargı Kararları

  • Davalı, davaya cevap vermemiş ise, sonradan vereceği ıslah dilekçesi ile davaya cevap veremez. Çünkü ortada daha önce yapılmış bir usul işlemi yoktur. Örneğin, davalı, davaya hiç cevap vermemiş ise, sonradan vereceği ıslah dilekçesi ile zamanaşımı def’inde bulunamaz. (Y.9 HD. E.2014/25790 K.2014/25766 T.09.09.2014)

  • Islahın konusunu tarafların yaptıkları usul işlemleri oluşturduğundan taraflardan birinin ıslah yoluna başvurabilmesi için daha önce yapmış olduğu bir usul işleminin bulunması gerekir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK’nın 83. maddesinde, gerekse yargılama sırasında yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 176. maddesinde taraflardan her birinin yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği açık bir şekilde ifade edilmiştir. Bu nedenle cevap dilekçesinin ıslahı için öncelikle yapılması gereken usul işlemi davaya cevap vermekten ibarettir. Cevap dilekçesinin hiç verilmemiş olması halinde ortada ıslah edilmesi mümkün bir usul işleminin varlığından söz edilemez. Aksi halde, suskun kalınarak hiç cevap verilmemiş olması halinin bir usul işlemi olarak kabulü gerekir. Bu çerçevede süresi geçtikten sonra yapılan ve karşı çıkılan savunmanın da hiç yapılmamış gibi olduğunu ve aynı hukuki sonucu doğuracağını belirtmek gerekir. Usul işleminin ıslahla düzeltilmesi öncelikle geçerli bir hukuki işlemin varlığını gerektirdiğinden yapılmamış hükmünde sayılan bir usul işleminin ıslahla düzeltilmesi de düşünülemez. (HGK E. 2016/1211 , K. 2017/1077 )

  • Ayrıca, davalının süresinden sonra verdiği cevap dilekçesini ıslah ederek zamanaşımı def’inde bulunabileceğini kabul etmek ıslah ile kaçırılmış olan sürenin geri getirilmesi, daha doğrusu ıslah ile davaya cevap verilmesi sonucunu doğuracaktır. Oysa ki kanun ile belirlenen süreler kesin olup, ıslah kaçırılmış olan süreleri geri getiren bir yol değildir. Hal böyle olunca, yasal süresi geçtikten sonra verilen ve davacı tarafın itirazı ile karşılaştığı için hiç verilmemiş sayılan cevap dilekçesinin ıslahı suretiyle zamanaşımı def’inin ileri sürülemeyeceği kurul çoğunluğunca kabul edilmiştir. ( HGK., E. 2017/1093 K. 2017/1090 )

Süresinde Verilmeyen Cevap Dilekçesinin Islahla Verilebileceği Yönündeki Karar ve Görüşler

  • Islah, bir tarafın ihmal ettiği, yapmadığı yada yapamadığı işlemleri yapabilmesine imkan veren bir usul işlemidir. Bu nedenlerle direnme kararının onanması görüşünde olduğumdan değerli çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyorum.(HGK E. 2016/1211 , K. 2017/1077 Karşı Oy)

  • O halde, davalı Sağlık Bakanlığı vekilinin yasal süresi içerisinde ibraz edilen cevap dilekçesinde herhangi bir nedenle ileri süremediği zamanaşımı def’ini, sonradan ıslah yoluyla ileri sürmesinde usule aykırı bir yön bulunmayıp; ıslah edilmiş bu yeni savunmaya karşı tarafın (davacının) itiraz etmesinin de, sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. ( Hukuk Genel Kurulu 2010/9-629 E. , 2011/70 K.)

  • HMK 177. maddesinde tahkikat tamamlanıncaya kadar ıslah yapılabileceği belirtildiğine göre, süresinden sonra cevap dilekçesi verip zamanaşımı def’i ileri sürmeyen davalı da ıslah yoluna başvurarak tahkikat bitinceye kadar zamanaşımı def’inde bulunabilir. Davalının ıslah dilekçesi vermesine engel bir kanun hükmü yoktur. (Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez – Pekcantez Usül – Medeni Usül Hukuku. 15. Bası cilt: 2, sayfa: 1265, Prof. Dr. Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü Altıncı Baskı sayfa 1856, 1857, 4016, 4038)

Değerlendirme

Uygulamada süresinde verilmeyen cevap dilekçesinin ıslah ile verilemeyeceği görüşü ağırlık kazanmıştır. Ancak konu bu kadar net olmayıp olmayıp doktrinde ve yargı kararlarında zayıfta olsa cevap dilekçesi vermeyen tarafın ıslah yapabileceğini kabul eden görüşler de mevcuttur.

Kararlarda görüldüğü üzere yasal süresi içerisinde ibraz edilen cevap dilekçesinde herhangi bir nedenle ileri sürülmeyen iddia sonradan ıslah yoluyla ileri sürmesinde kanunen bir engel olmadığı kararlarda belirtilmiştir.

HMK m. 176’ya göre taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Kanunen ancak kanunen geçerli şekilde yapılmış bir usul işlemi ıslah edilebilir. Dolayısıyla süresinde cevap dilekçesi sunulmaması halinde ıslah edilecek bir cevap dilekçesi olmadığından ıslah ile cevap dilekçesi sunma imkanı olmadığı kanaatindeyiz. Ayrıca cevap dilekçesi verilmemesi durumunda davalının tüm iddiaları inkar ettiği varsayılmasının davalı tarafa ıslah hakkı tanımadığı açıktır.

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Berkay  Akdağ’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı ve zaman damgalı olarak saklanmaktadır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde yayınlanması veya kullanılması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir