Kira sözleşmesi, Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş bir rızai bir sözleşme tipidir. Günlük yaşamın en çok içinde olan ve sık yapılan sözleşmelerden biridir. Çoğunlukla araç ve konut kira sözleşmeleriyle karşılaşmaktayız. Bu kadar sık yapılmasının yanında bir bu kadarda matbu ve özensiz sözleşmeler olarak önümüze gelmektedir. Kira sözleşmeleri maalesef taraflarca önemsenmeyen kırtasiyenin veya sözleşmeyi temin ettiği matbaanın insafına kalan sözleşmeler olmuştur. Kira uyuşmazlıklarında sözleşme önemli bir nokta olup iyi hazırlanmamış sözleşmeler sebebiyle çoğu zaman kiraya veren aleyhine durumlar oluşmaktadır. Sözleşmeye eklenen bazı ibarelerin kiracı aleyhine olabildiğini de zaman zaman rastlamaktayız.
TBK 299. maddesinde kira sözleşmesi “kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” olarak tanımlanmıştır. Gerçekten de kiraya verenin bir şeyin kullanımını kiracıya bırakması kiracının kira bedelini ödemeyi kabul etmesiyle kurulur. Dolayısıyla sözlü olarak da kurulması mümkündür. Ancak ispat konusu bakımından yazılı olarak yapılmasında fayda bulunmaktadır. Özellikle hem kira ilişkisinin ispatı hem de bazı kira davalarında sözleşme tarihinin ispatı bakımdan önemlidir.
O halde kira sözleşmesi için ilk önerimiz şart olmamasına rağmen yazılı sözleşme yapmaktır. İkinci kural sözleşmeyi geçerli şekilde yapmaktır. Yani sözleşme asli unsurları içermeli ve taraflar imzalarını kendileri atmalıdır. Taraflar birbirleri adına imza atmamalıdırlar. Aksi durumda sözleşmenin geçerli olup olmamasında ötesinde bir uyuşmazlık halinde cezai yaptırım altında kalınma ihtimali yüksektir.
Kiralanan taşınmazın ne olduğu kullanım amacı ve ödenecek bedelin varsa kira artış şartının tereddütte mahal vermeyecek derece de açık ve anlaşılır halde olması gerekmektedir. Bunlar olmazsa ne olur peki? Taraflar arasında bir uyuşmazlık çıkmadığı müddetçe muhtemelen bir sorun olmayacaktır. Ancak uyuşmazlık çıktığı an rafta duran sözleme günü yüzüne çıkacak olup yazılan her madde aleyhe veya lehe değerlendirilecektir.
Kira sözleşmelerinde bir diğer önemli husus kefalettir. Kefalet hukuken ayrı bir sözleşme olup kira sözleşmesi içinde de çoğu zaman yer alabilmektedir. Sözleşmeye kefil eklenmesi halinde bu ayrı sözleşmesinde kendi şartlarına uyulması gerekmektedir. Örneğin kira sözleşmesinde yazılılık şart değilken kefalet sözleşmesinin yazılı yapılması hatta kefilin el yazısı ile yükümlülük altına girmesi gerekmektedir.
Bu yazımızda kira sözleşmeleri bakımında genel bir takım hususlardan bahsettik. Ancak sözleşmenin bir avukat tarafından hazırlanması gerçekten mühimdir. Kira ilişkisi hukuki bir ilişkidir. Ve bu hukuki ilişkinin kurulması sırasında avukatlık hizmeti alınmalıdır. Sözleşeme aşamasında alınacak avukatlık hizmeti bir sigorta gibidir ancak bir uyuşmazlık çıktığında değeri anlaşılabilecektir.
,
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Berkay Akdağ’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı ve zaman damgalı olarak saklanmaktadır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde yayınlanması veya kullanılması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.