Avukat Berkay Akdağ

Vakıf Üniversitesinde Görevli Öğretim Elemanlarının İşçi Alacakları Bakımından Yargı Yolu Uyuşmazlığı

Vakıf Üniversitelerinde görevli akademisyenlerin çeşitli sebeplerden kaynaklanan ücret alacağı, kıdem tazminatı veya işe iade talepleri gibi iş sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı tarafından mı çözüleceği yoksa adli yargı yanı iş mahkemelerinde çözüleceği halen uygulamada netlik kazanmamış olup yargı yolu uyuşmazlığından açılan davalar reddedilebilmektedir. Bu yazımızda mevzubahis konuya ilişkin yüksek mahkeme kararları belirtilerek değerlendirme yapacağız.

İdari Yargı Kolunun Yetkili Olduğuna Yönelik Kararlar

  • Anayasa’nın 31. maddesi düzenlemesi, Yükseköğretim Kanunu hükümleri ve özellikle kadroların akademik yönden belirlenmesi ile sözleşmelerin onaya tabi tutulması dikkate alındığında, vakıf üniversitelerinde çalışan öğretim elemanlarının idari sözleşmelerle çalıştığının kabulü gerekmektedir (Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 09.12.2013 gün ve 2013/34603 E, 2013/28476 K)

  • Kamu tüzel kişiliğine haiz vakıf üniversiteleri ile kamu hizmeti gören akademik personelin özlük hakları bakımından 4857 Sayılı İş Kanunu’na tabi olması aradaki ilişkinin iş ilişkisi olduğunu gösteren bir olgu değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2016/9-1872 K.2021/293 T.18.03.2021).

  • Kanunla kurulma ve kamu tüzel kişiliğine sahip olmanın yanı sıra, Devlet Üniversitelerinde olduğu gibi Vakıf Üniversitelerinin de Anayasal güvence altına alınmış olan “Bilimsel Özerkliğe sahip olmaları” bir diğer ayrıcalığıdır. Üniversitelerde bilimsel özerklik ilkesi benimsenirken güdülen amaç, yükseköğretimin çeşitli siyasal ve baskı grupları ile düşünce kümelerinin etkisinin dışında tutarak, bilimsel amaç, hedefler ve gereksinimlerine bağlı olmalarını sağlamaktır. Bu nedenle de bilimsel faaliyetin asli unsurları olan yükseköğretim elemanlarının görevleri unvanları, atama, yükselme ve emeklilikleri gibi özlük haklarının kanunla düzenleneceği konusu anayasal teminat altına alınmıştır. Somut olay ve mevzuat hükümleri birlikte irdelendiğinde; davalı Üniversitenin sürekli ve düzenli nitelikteki kamu hizmetinde çalıştırdığı davacının; statüsü, göreve alınması, hak ve yetkileri gözetildiğinde, İdare Hukuku kapsamında bir kamu personeli olduğu açıktır…….Bu bağlamda, esasen; davacının sözleşmesinin feshine ilişkin idari işlemden kaynaklanan tazmin isteminin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. Maddesinin b fıkrasında belirtilen; “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları” kapsamında idari yargı yerinde görülmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevli olduğundan; Trabzon 1. İdare Mahkemesinin 31.3.2014 gün ve E:2013/490, K:2014/482 sayılı kararının kaldırılması gerekmiştir. (Uyuşmazlık Mahkemesi HB. 2020/479 E. 2020/626 K.)

Adli Yargı Kolunun Yetkili Olduğuna Yönelik Kararlar

  • …kamu hizmeti kamu görevlisi sayılan işçilerle de yürütülebilir. Vakıf Üniversitelerine Devlet Üniversiteleri gibi ayrıcalıklar tanınması ve kamu hizmetini yapmalarının sağlanması, kamu hizmetini sağlamak için çalıştırdığı öğretim görevlilerini statü hukukuna tabi kılmaz. Normatif düzenlemelerde belirtildiği gibi mali ve idari konularda Vakıf Üniversiteleri Devlet Üniversiterinden ayrılmış ve yönetmelik hükümleri ile açıkça öğretim elemanlarının aylık ve özlük hakları konusunda 4857 sayılı İş Kanunu’na tabi olacakları belirtilmiştir.
    Davacı; davalı Yüksek Okulda üstlendiği görevi, davalı vakıf ile yaptığı bir sözleşme gereği yürütmüştür. Anılan sözleşme, Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 23. maddesine istinaden ve bu maddenin verdiği yetkiye göre yapılmıştır. Anılan maddeye ve yapılan sözleşmeye göre, davalı ile davacı arasındaki ilişki; özel hukuk kurallarına göre belirlenen özel hukuk ilişkisidir. Davalı v….yüksek okulunun, mali ve idari konuları dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasa’da belirtilen hükümlere tabi olması, davacının iş sözleşmesi ile çalışma olgusunu ve buna bağlı olarak İş Mahkemesinin görevini ortadan kaldırmaz. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca uyuşmazlık adli yargı yolunda ve iş mahkemesinde çözülmelidir. (Yargıtay 9.Hukuk Dairesi 2014/8679 Esas, 2014/12210 Karar)

  • Davacı-karşı davalı vakıf üniversitesi, kamu hizmeti gören ve kanunla kurulmuş bir üniversitedir. Davalı-karşı davacı öğretim görevlisi ise; kanunla kurulmuş bu vakıfta çalışan ve niteliği itibari ile 2547 sayılı yasa kapsamında kamu hizmetini yürüten bir görevlidir. Burada önemli olan husus, davalı-karşı davacı öğretim görevlisinin bu görevi neye istinaden yürüttüğü, yani bu görevinde ne şekilde istihdam edildiğidir.
    İncelenen dosya içeriğine göre davalı-karşı davacı öğretim görevlisi; davacı-karşı davalı üniversitede üstlendiği görevi, davacı-karşı davalı vakıf ile yaptığı bir sözleşme gereği yürütmüştür. Anılan sözleşme, Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 23. maddesine istinaden ve bu maddenin verdiği yetkiye göre yapılmıştır. Anılan maddeye ve yapılan sözleşmeye göre, davacı-karşı davalı üniversite ile davalı-karşı davacı öğretim görevlisi arasındaki ilişki; özel hukuk kurallarına göre belirlenen özel hukuk ilişkisidir.
    Davacı-karşı davalı vakıf üniversitesinin, mali ve idari konuları dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasa’da belirtilen hükümlere tabi olması, davalı-karşı davacı öğretim görevlisinin iş sözleşmesi ile çalışma olgusunu ortadan kaldırmaz. Davacı-karşı davalı vakıf üniversitesinin idari sözleşme ile eleman çalıştırması söz konusu olamaz. Davacı-karşı davalı üniversite ile davalı-karşı davacı öğretim görevlisi arasında iş ilişkisi bulunmaktadır. Mahkemece verilen görevsizlik kararı hatalıdır. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca uyuşmazlık adli yargı yolunda ve iş mahkemesinde çözülmelidir. (Yargıtay 9.Hukuk Dairesi 2014/15037 Esas, 2014/23989 Karar )

  • Dosya içeriğine göre davacı; davalı üniversitede üstlendiği görevi, davalı vakıf ile yaptığı bir sözleşme gereği yürütmüştür. Anılan sözleşme, Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 23. maddesine istinaden ve bu maddenin verdiği yetkiye göre yapılmıştır. Anılan maddeye ve yapılan sözleşmeye göre, davalı ile davacı arasındaki ilişki; özel hukuk kurallarına göre belirlenen özel hukuk ilişkisidir. Davalı vakıf üniversitesinin, mali ve idari konuları dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasa’da belirtilen hükümlere tabi olması, davacının iş sözleşmesi ile çalışma olgusunu ve buna bağlı olarak İş Mahkemesinin görevini ortadan kaldırmaz. Mahkemece işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davaya bakmaya idari yargı yeri görevli olduğundan davanın yargı yolu yanlışlığı nedeniyle reddine karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir. (Yargıtay 9.Hukuk Dairesi 2014/2145 Esas, 2014/7139 Karar ve 01.04.2014 tarihli)

Değerlendirme

Yukarıda belirtmiş olduğumuz yargı kararlarından da anlaşılacağı üzere; Vakıf Üniversitelerinde görevli öğretim elemanlarının iş sözleşmesine dayalı Adli yargıda dava açabilecek mi? Yoksa idari sözleşmeye dayalı olarak sadece İdare mahkemesinde mi dava açılacağı hususunda uygulama birliği bulunmamaktadır.

Özellikle belirtmiş olduğumuz uyuşmazlık mahkemesi kararından sonra sanki tüm yargıyı bağlayıcı söz konusu uyuşmazlığı ebedi olarak çözüme kavuşturulduğu gibi yaklaşımlarla idari yargı kolunun münhasıran yetkili olduğu ifade edilmekte mahkemelerde bu minvalde kararlar vermektedir. Ancak belirtmek gerekir ki Uyuşmazlık Mahkemesi kararları ilke kararlar olmayıp tüm davalara uygulanabilir değildir.

Açıklamak gerekirse, belirtilen normatif düzenlemelere göre kamu hizmeti kamu görevlisi sayılan işçilerle de yürütülebilir. Vakıf Üniversitelerine Devlet Üniversiteleri gibi ayrıcalıklar tanınması ve kamu hizmetini yapmalarının sağlanması, kamu hizmetini sağlamak için çalıştırdığı öğretim görevlilerini statü hukukuna tabi kılmaz. Normatif düzenlemelerde belirtildiği gibi mali ve idari konularda Vakıf Üniversiteleri Devlet Üniversiterinden ayrılmış ve yönetmelik hükümleri ile açıkça öğretim elemanlarının aylık ve özlük hakları konusunda 4857 Sayılı İş Kanunu’na tabi olacakları belirtilmiştir. Bu bakımdan adli yargı kolunun görevli olduğunun kabulü gerekir.

Ayrıca Yargıtay(Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi’nin kapatılması üzerine yeniden oluşan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi de ilke kararları ve iki dairenin birleşmesinden sonra verilen yargı kararları bu yöndedir.

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Berkay Akdağ’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı ve zaman damgalı olarak saklanmaktadır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde yayınlanması veya kullanılması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir